KARE KÖK
Burası
Eski beni taşımıyor üstünde
Eğreti ve sakil.
Yatışkın ruhlar, caddelerin ıssız ıslaklığında
Sabahı bekliyor.
Sabah aynı yalanla uyanacaklar. Aynı yalanla…
Öğretmen okula,
Şef bankaya…aynı yalanla
Tornacı Hüseyin aynı yalanla siftah yapmayı bekleyecek.
Herkes şikâyetçi uygun adım matematikten. Neden karekök var?
Kökün kokusu damarlarımızda yer edinmişken
Neden
Dir onu kareye almak!
Bir bilen var demek ki…
Bize bu şehre inanmak düşer. Ezelden.
Değişeceğimizi düşünüp aynı şehre taşınacağımızdan korkarız. Evvelden.
Heybeler, plastik bidonlar, kap kap içerisi koliler dolusu…
O hep aynı kolonyadır iz bırakır ciltte yanık kokusuna karışık.
Alışık bir ritim mi var! Sayamıyorum…
1..2..5..6…3…11
Bir fısıltı - birikibeşaltıüçonbir…
Aksak desem değil. Aksa keşke.
Damarlar rahatlayacak.
Donacak birden yere değer değmez, onu da biliyorum.
Yolunu bulamayacak. Donacak. İnandıramayacak kendini.
Biliyorum. Aynı yalanla…
Çocuklar bilerek
Evet çocuklar yalanı bilir.
Aynı yalanla maytap patlatacak caddelerde
Aynı yalanla el öpüp alnına götürecek.
Öyle ki zamanla ve yoğun yalanla
Unutup ezberleyecek karekök ikiyi.
Yarkın Biçer
14 eylül 2008, Erzurum
2 Ekim 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder