2 Ekim 2011 Pazar

KARE KÖK


Burası

Eski beni taşımıyor üstünde

Eğreti ve sakil.

Yatışkın ruhlar, caddelerin ıssız ıslaklığında

Sabahı bekliyor.

Sabah aynı yalanla uyanacaklar. Aynı yalanla…

Öğretmen okula,

Şef bankaya…aynı yalanla

Tornacı Hüseyin aynı yalanla siftah yapmayı bekleyecek.



Herkes şikâyetçi uygun adım matematikten. Neden karekök var?

Kökün kokusu damarlarımızda yer edinmişken

Neden

Dir onu kareye almak!

Bir bilen var demek ki…

Bize bu şehre inanmak düşer. Ezelden.

Değişeceğimizi düşünüp aynı şehre taşınacağımızdan korkarız. Evvelden.

Heybeler, plastik bidonlar, kap kap içerisi koliler dolusu…

O hep aynı kolonyadır iz bırakır ciltte yanık kokusuna karışık.



Alışık bir ritim mi var! Sayamıyorum…

1..2..5..6…3…11

Bir fısıltı - birikibeşaltıüçonbir…

Aksak desem değil. Aksa keşke.



Damarlar rahatlayacak.

Donacak birden yere değer değmez, onu da biliyorum.

Yolunu bulamayacak. Donacak. İnandıramayacak kendini.

Biliyorum. Aynı yalanla…



Çocuklar bilerek

Evet çocuklar yalanı bilir.

Aynı yalanla maytap patlatacak caddelerde

Aynı yalanla el öpüp alnına götürecek.

Öyle ki zamanla ve yoğun yalanla

Unutup ezberleyecek karekök ikiyi.



Yarkın Biçer
14 eylül 2008, Erzurum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder