5 Mayıs 2012 Cumartesi




‘sessizlik masası’


  bizden sonra gelenler vardı sonsuz gibi sustuk
  sonsuz bir meme gibi sütten  (süt susmaz)


--- adını demediler adıbir kolları eklem yerleri ilikleri
avcuna okunmuşlar köyü canına
götürdüler öylece canhıraş’ı çekiştirip
önce saçları yanmış kokusu var
avcunda sarsak bi dövme
oysa dövütülmez bir yerlerin kimse dememiş
kimsesi yoğ ilk nesnesini seçmemiş henüz
ilk karşılaşma baş aşağı tavuk ayağı yanmış devlet
kapısında yüzü kanla kum kızgın yağla öyle ki
kımık oturuyor birazdan kesilecek dili tersten aynada
azığı boynuna verilecek aç susuz---


sundurmada onca devletli bitişip
uçkurlu akılla bi uru başıboş
midesi keçe dil etoburu (kıstığımın dili)
dolaştırıyor lale bitiği kasıkta
etimolojik baba huk baba uk baba
bi taşa 15 yıl diyo öğürdeyip asidi
bam mab bam mo’ab dil kasık beraber işliyo
salgıları azmış iti ki çok mok
hak alması eksik etek tamlaması                                     
ayna evresi bok mok tok yok
kiri baş başa verip onca beden eğitimli SS
saatlerce öylece durduğundan
arınmak bi koyunlara kalıyor bilisiz


bizden sonra gelenler bilenmiş yasayla
bi soluklanma’çin bi çın!
masaya oturmıycaz çıkcak önce tüm fallik
artık susmamak için sütü  (süt susmaz)
öteki, taş ki öte ki öylece bakıyor çocuğa
nerdeyse özür dileyecek az var
karşılaş yüzleş diyolar
bilek kuvvetiylen kolluk koltuk bokluk
kıt kıt kıt (kıttığımın dili)
yoksa yut dön öl tıkcaz seni
böğürtüp attığı taşı ısırtıp ağzı burnu dişi kan
ortasında kanlı çocuk bir taş, duruyor masa
sessizlik masası bu
ub ısasam kilzisses


yerde, taşta yatan öbürleri rutubetten önce
astımlıya solumayı öğretecek bakınız
nefes yok orda ya sizin kasıklarınız insafsız
tebeşir filan öretmenlere kalkışmışmış
hangi lekesiz okul çağında öğretiliyo hani
devletli çocuğu kapatcak da
ağzı yarılmıycak kendinin girişip de abdestine
orası burası temiz kalcak
sessizliğin masasındaki ılgınlar
devletlinin göğsüne bıçak ola dikilecek
her oturup kalktığında batsın diye ora ra
ra’nın duat’a geçmesi için her gece
buraya güneş gerek
masa asam masa asam kilzisses
etten kafalara bugün ses tak yarın ses tak
ve ses taakk!
koyunun zilini duydunuz!

Anita Sezgener

duvar dergi, sayı 1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder